7 Ağustos 2025 Perşembe

Ümit Özdağ’dan "Öcalan Komisyonu"na Sorular-Yılmaz Parlar

  

 “Milli Devlet Tasfiye mi Ediliyor?”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden  6 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı paylaşımda, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde oluşturulan ve kamuoyunda "Öcalan Komisyonu" olarak anılan yapıya yönelik çok sert eleştiriler yöneltti.

Özdağ, açıklamasında, komisyonun faaliyetlerinin “PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ı siyasi muhatap haline getirme süreci” olduğunu belirterek, hem komisyon üyelerine hem de süreci yürüten siyasi iradeye yönelik 13 maddelik çarpıcı sorular yöneltti.

13 Maddelik Soru Listesi Yayınladı

Zafer Partisi lideri, TBMM'de kurulan komisyonu hedef aldı: “PKK’ya siyasi meşruiyet kazandırılıyor, milli devlet tasfiye ediliyor!”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) oluşturulan ve kamuoyunda “Öcalan Komisyonu” olarak anılan yapı hakkında sosyal medya hesabından çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Özdağ, komisyonun Abdullah Öcalan'ı siyasi muhatap haline getirdiğini ileri sürerek, “Türkiye üniter yapısından koparılıyor” uyarısında bulundu.

Özdağ’dan 13 Maddelik Soru

"Türk Milletine Açıklayın"

Özdağ, Twitter (X) üzerinden yaptığı paylaşımda, TBMM’de kurulan komisyonun PKK ile barış sürecini yeniden meşrulaştırmak amacıyla oluşturulduğunu öne sürdü.

Bu bağlamda komisyon üyelerine ve süreci yürüten yetkililere yönelik dikkat çeken 13 soru yöneltti. İşte o başlıklar:

Anayasa’nın 66. ve 42. Maddeleri Değişecek mi?

Özdağ, vatandaşlık tanımı olan “Türk’tür” ifadesinin anayasadan çıkarılacağı iddialarına karşı net bir duruş sergileyerek, “Kürtçe ikinci ana dil olacak mı? Eğitim sistemi nasıl değişecek?” sorularını gündeme taşıdı.

Etnik ve Mezhepsel Kota mı Geliyor?

Cumhurbaşkanı yardımcıları arasında “Kürt” ve “Alevi” kimliklerinin temsili için yapılacak olası düzenlemelere dikkat çeken Özdağ, bunun anayasal eşitlik ilkesini zedeleyip zedelemeyeceğini sorguladı.

 “ABD'nin Osmanlı Modeli Önerisi Tesadüf mü?”

ABD büyükelçisinin Türkiye’ye Osmanlı benzeri bir model önerdiğini hatırlatan Özdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki rolünün “tesadüf mü, değil mi?” sorusunu ortaya attı.

Lozan ve Üniter Yapı Tartışması

PKK’nın Avrupa’da Lozan Antlaşması’nı hedef alan toplantılarına değinen Özdağ, Öcalan’ın federasyon ve özerklik söylemlerine işaret ederek, üniter milli devletin tasfiye edilip edilmediği sorusunu kamuoyunun gündemine taşıdı.

 “Kürt, Arap, Türk” Tanımı Anayasaya mı Giriyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt, Arap 86 milyonun kardeşliğinden” bahsettiği açıklamayı da gündeme alan Özdağ, etnik grupların anayasada resmen tanınması halinde ileride ayrılma taleplerinin meşruiyet kazanabileceğini savundu.

“Komisyon Neden Kapalı Kapılar Ardında?”

Ümit Özdağ, komisyonun şeffaf bir şekilde çalışmadığını belirterek, “Eğer Türk milletinden gizleyecek bir şey yoksa neden bu komisyon kapalı kapılar ardında çalışıyor?” sorusunu yöneltti.

Özdağ, “Bu Bir Teslimiyet Sürecidir”

Açıklamasında süreci “teslimiyet” olarak tanımlayan Özdağ, komisyonun PKK ve Öcalan’a siyasi meşruiyet kazandırma işlevi gördüğünü ileri sürdü.

Arka Plan

“Yeni Bir Çözüm Süreci Mi?”

Ankara kulislerinde bir süredir yeni bir “çözüm süreci” tartışması gündemde. TBMM’deki komisyonun, Kürt meselesinde yeni bir anayasal düzenleme arayışının parçası olup olmadığı merak konusu.

Zafer Partisi Ne İstiyor?

Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve milli yapısının korunmasında ısrarcı olduğunu sıkça vurguluyor.

Özdağ, açıklamasında "Türk milletinin çıkarları için her türlü mücadeleyi vermeye hazırız" mesajı da verdi.

Siyasi Tartışmalar Derinleşiyor

Özdağ’ın açıklamaları, Türkiye siyasetinde özellikle etnik kimlik, anayasa değişiklikleri ve üniter devlet yapısı üzerinden yürüyen tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.

Komisyonun amaçları, kapsamı ve kamuoyuna açıklanma biçimi önümüzdeki günlerde daha da geniş bir siyasi ve toplumsal tartışmanın merkezine oturacağa benziyor.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Şubat 2025 Pazartesi

Silivri’de Adaletin Testi-Yılmaz Parlar

  Silivri’de Adaletin Testi

Silivri’de Adalet Nöbeti, Boğaziçi Aydınları Topluluğu Ve Milli Merkez’den Ümit Özdağ’a Destek

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına tepki olarak, Kurucu Başkanı, dünyaca tanınan jeofizik mühendisi ve akademisyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın liderliğinde, ülkenin ekonomik, siyasi, sosyal ve bilimsel alanlardaki kritik meselelerine yönelik kapsamlı projeler geliştiren, Boğaziçi Aydınlar Topluluğu (BAT) ve Milli Merkez, Silivri Cezaevi önünde adalet nöbeti tutan Zafer Partililere katılarak destek verdi.



Nöbet alanında kurulan Zafer Partisi Otağı'nda, BAT Sözcüsü Dr. Sibel Zeren ve Milli Merkez Başkanı Hüsamettin Cindoruk adına Milli merkez genel sekreteri Haluk Dural tarafından basın açıklamaları yapıldı.

Bu dayanışma, sadece bir siyasetçiye destek vermekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'deki hukuk sisteminin şeffaflığı ve demokratik değerlerinin korunmasına yönelik çağrı olarak da okunmalıdır.

Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın serbest kalmasının, uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin hukuk devleti kimliği açısından olumlu bir adım olacağı vurgulanmaktadır.



Destek ve Nöbet Vurgusu

Aydınlar ve Milliyetçilerden Özdağ'a Silivri'de Destek Nöbeti: "Yanındayız" Mesajı

BAT’tan İfade Özgürlüğü Vurgusu

Türkiye’nin geleceğine yön veren fikirleriyle toplumsal bilinç ve akademik derinliği bir araya getiren saygın bir düşünce kuruluşu olan Boğaziçi Aydınları Topluluğu (BAT),Sözcüsü Dr. Sibel Zeren, yaptığı açıklamada Anayasa'nın 26. maddesine dikkat çekerek, herkesin düşünce ve görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı olduğunu belirtti. “Düşünce özgürlüğü kapsamında, bazen şok edici veya rahatsız edici fikirlerin bile ifade edilmesi demokratik toplumların gereğidir.” diyen Zeren, Ümit Özdağ'ın tutukluluğunun hukuki dayanaklardan yoksun olduğunu ve bir an önce sonlandırılması gerektiğini vurguladı.



Milli Merkez: Hukukun Üzerinde Siyasi Gölgeler mi Var?

Milli Merkez Başkanı ve TBMM 19. Dönem Başkanı Hüsamettin Cindoruk adına Milli merkez genel sekreteri Haluk Dural ise, yargı bağımsızlığının şaibeye açık hale geldiği bir sürece girildiğini belirtti.

Haluk Dural “Günümüzde hukukun, muhalefeti baskı altına almak için bir aracı olarak kullanıldığına dair kaygılar artmaktadır. Bu durum, şeffaflık ve demokrasi açısından büyük bir tehdittir.” ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, siyasi iktidara da açık bir çağrı niteliğindeydi: Hukukun üzerindeki siyasi gölgelerin kalkması, Türkiye’nin uluslararası imajının iyileşmesi ve kamu vicdanının rahatlatılması için adil yargılamaya önem verilmelidir.

Ayrıca, Tiyatro oyuncusu Yaşar Gündem de dokunaklı bir şiir ile duygularını ifade etti.



Uluslararası Algı ve Türkiye’nin Hukuk Devleti Kimliği

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması, sadece iç siyasette değil, uluslararası kamuoyunda da yankı uyandırmıştır.

Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve çeşitli uluslararası insan hakları kurumlarının, Türkiye’de hukukun siyasallaştığına dair endişelerini daha önce dile getirdiği biliniyor.

Böylesi bir ortamda, Ümit Özdağ'ın tahliyesi, Türkiye’nin hukuk devleti kimliğini yeniden güçlendirebilir ve uluslararası arenada pozitif bir algı oluşturabilir. Bu durum, yargının bağımsızlığına duyulan güveni artırarak, demokrasi vurgusunu güçlendiren bir adım olabilir.



Adaletin Yeniden Tesisi Şart

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutukluluğu, sadece bir siyasi liderin davası değil, Türkiye'deki hukuk sisteminin bağımsızlığına dair bir turnusol kağıdı niteliğindedir. Adaletin herkese eşit şekilde işlediği bir hukuk devleti, hem iç barış hem de dünyada saygın bir konum elde etmek için şarttır.

Hukukun üstünlüğüne dair süren tartışmaların gölgesinde, iktidarın Ümit Özdağ'la ilgili vereceği karar, demokrasinin geleceği açısından kritik bir sınav olacaktır.

Kamu vicdanının rahatlığtırılması ve hukukun siyasetten bağımsız çalıştığının gösterilmesi için, şeffaf ve adil bir yargı sürecine duyulan ihtiyaç her zamankinden daha büyüktür.



Hukuk ve Demokrasi Vurgusu

Boğaziçi Aydınları ve Milli Merkez'den Özdağ'a Destek: "Serbest Bırakılması Türk Demokrasisi Adına Elzem"

Serbest bırakılması, Türkiye'nin hukuk devleti ilkesine bağlılığını göstermesi açısından uluslararası kamuoyu nezdinde büyük önem taşıyacaktır.

Bu durum, Türkiye'nin demokratik imajına zarar vermektedir.



Uluslararası Kamuoyu Vurgusu

Türkiye'nin demokrasi karnesine olumsuz yansımaktadır. Türk hükümeti, uluslararası alanda itibarını korumak için Özdağ'ı serbest bırakmalıdır.

Türkiye, ifade özgürlüğüne saygı duyan bir ülke olduğunu göstermelidir. Özdağ'ın serbest bırakılması, bu yönde atılacak önemli bir adım olacaktır

yilmazparlar@yahoo.com

1 Ocak 2025 Çarşamba

Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ'dan ,Bahçeli’ye Çarpıcı Soru, 33 X 55 Ne Demek?-Yılmaz Parlar

  

Cumhur İttifakı'ndan PKK İle Yeni Pazarlık

Tarihten Ders Alınmadı

Terörle Mücadele ve Şehit Ailelerine Hakaret

Hendek Terörünün Bedeli, 744 Şehit ve Hatalı Politikalar

Cumhur İttifakı'ndan PKK ile Pazarlık İddiaları

Öcalan İle Gizli Görüşmeler ve Yeni Paradigma Tartışması

Bahçeli ve Erdoğan'a Açık Çağrı, Kapalı Kapılar Ardındaki Anayasayı Açıklayın

Şehitlerin Kanıyla Yazılan Tarihten Ders Alınmadı

Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ'dan ,Bahçeli’ye Çarpıcı Soru, 33 X 55 Ne Demek?


Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhur İttifakı'nın PKK ile yürüttüğü iddia edilen yeni görüşmeler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özdağ, 2009-2015 yılları arasında PKK ile yapılan müzakerelerin Hendek terörüne neden olduğunu ve bu süreçte 744 şehit verildiğini hatırlattı.

"Bu yanlış politikalardan ders almadılar. Şimdi Öcalan ile yeniden masaya oturdular. Şehitlerimizin kanı üzerinden yapılan bu pazarlıkları kabul etmiyoruz," dedi.

Terörle Pazarlık, Şehitler Ve Gazilerimizin Morali Nasıl Korunacak?

Cumhur İttifakı'nın İmralı’da hükümlü bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile pazarlık yapmasının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve şehit ailelerinin moralini zedelediğini belirten Özdağ, şu ifadeleri kullandı:

“Dondurucu soğukta teröristleri gözetleyen kahraman komandolarımıza ne diyeceksiniz? 'Artık size gerek kalmadı mı' diyeceksiniz?”

Bahçeli Ve Erdoğan’a Sert Tepki

Prof. Dr. Özdağ, Cumhur İttifakı'nın, muhalefeti “Öcalan’ı serbest bırakacak” diye suçlarken, bugün Öcalan'ı serbest bırakmak için adımlar attığını ifade etti.

"Cumhur İttifakı artık Zillet İttifakı olmuştur," diyen Özdağ, Bahçeli’nin ve Erdoğan’ın açıklamalarındaki tutarsızlıkları eleştirdi.

Yeni Paradigma Ve Gizli Anayasa Pazarlıkları

Abdullah Öcalan’ın yaptığı son açıklamalarda "yeni paradigma" kavramını kullanmasına dikkat çeken Özdağ, bunun yeni bir anayasa değişikliğiyle devleti yeniden yapılandırma amacı taşıdığını söyledi.

“Türk milletinin kurduğu devleti masaya yatırıyorlar. Öcalan ile hangi maddeleri değiştireceksiniz? Türk milletinin elinden neyi almayı planlıyorsunuz?” diye sordu.

Bahçeli’ye Çarpıcı Soru, 33 X 55 Ne Demek?

Özdağ, Bahçeli’nin sık sık rakamlarla yaptığı hesaplara göndermede bulunarak, 33 Bingöl şehidini ve 55 PKK kurşununu hatırlattı.

“Bu hesaplarla nasıl bir denklem çıkaracaksınız? Yeni MHP lideri Bahçeli bunu açıklamalı,” dedi.

Son Çağrı, Türk Milletine Açıklayın

Zafer Partisi lideri, Cumhur İttifakı’nın kapalı kapılar ardında yürüttüğü anayasa pazarlıkları hakkında halkı bilgilendirmesi gerektiğini söyledi.

“Yeni anayasa teklifinizi açıkça yazın ve Türk milletinin gündemine getirin. Devlet yönetmek, insanların hayatlarıyla oynamak değildir,” diyerek sözlerini tamamladı.

Bu açıklamalar, terörle mücadele ve milli birlik konularında kamuoyunda yeni bir tartışma başlatacak gibi görünüyor. Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın çağrısı, önümüzdeki günlerde siyasetin en sıcak başlıklarından biri olacak.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Kasım 2024 Çarşamba

Zafer Partisi’nden Kayyum ve Demokrasi Üzerine Önemli Açıklamalar-Yılmaz Parlar

  Zafer Partisi’nden Kayyum ve Demokrasi Üzerine Önemli Açıklamalar

Türkiye'nin Toprak Bütünlüğü ve Hukukun Üstünlüğü İçin Zafer Partisi Kararlılıkla Mücadele Ediyor.

Yerel Demokrasiyi Bölünmenin Aracı Olarak Görmek Kabul Edilemez.

Kayyum Atamaları Yargı Kararıyla Olmalıdır.

Erdoğan'ın İktidar Planı ve Anayasa Değişiklikleri Üzerine Özdağ’dan Açıklamalar

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Zafer Partisi’ni ziyaretinin ardından, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, terör örgütleri, kayyum atamaları ve hukukun üstünlüğü hakkında kapsamlı bir basın açıklaması yaptı.



Özdağ, yerel demokrasinin, halk hizmeti yerine ayrılıkçı emeller için kullanılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, kayyum atamalarının yargı kararlarıyla gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Özdağ, "Ülkemiz, 1984'ten bu yana terör örgütünün saldırılarıyla mücadele ediyor. Ancak bu örgütün siyasal uzantıları, yıllar boyunca terörle aralarına mesafe koymayı reddetti," dedi. Terörle mücadelede hukukun üstünlüğünü vurgulayan Özdağ, “Cumhuriyetimizi kurarken olduğu gibi, savunurken de hukuka bağlı kalmalıyız,” diyerek bu yaklaşımın devletin bekası için elzem olduğunu ifade etti.



Kayyum Atamalarında Hukuk Şartı

Özdağ, kayyum atamalarında yargı kararının gerekliliği konusundaki görüşlerini Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmelerde protokole geçirdiklerini açıkladı. Özdağ, “Terörle iltisaklı olduğu tespit edilen belediye başkanları ancak yargı kararıyla görevden alınmalıdır. Bu durum, hukuk devleti olmanın bir gereğidir," diyerek kayyum uygulamasının usule uygun yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Bahçeli’nin Açıklamaları ve İktidarın Anayasa Planı Üzerine

Özdağ, ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına da değinerek, iktidarın doğuda yeni kayyum atamaları ve anayasa değişikliği hazırlıklarıyla ilgili adımlarını eleştirdi. “Bu uygulamalar, iktidar bloğunun ölene kadar Cumhurbaşkanlığı hedefi doğrultusunda anayasal değişikliklere gitmeyi amaçladığını gösteriyor," dedi.

Özdağ, Türkiye'nin menfaatine olan her konuda görüşlerini kamuoyuyla ve siyasi muhataplarıyla paylaşmaya devam edeceklerini belirterek basın toplantısını sonlandırdı.



TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: "Kayyum Sürecinde Hukukun Üstünlüğü ve Yerel Demokrasinin Güçlendirilmesi Esastır"


Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile yaptığı görüşmede, Türkiye’deki kayyum uygulamaları ve yerel demokrasi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, kayyum sürecinin hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin temel prensiplerine uygun olarak yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, mevcut uygulamaların suistimale açık olduğunu belirtti.

İmamoğlu, yerel demokrasinin önemine dikkat çekerek, seçilmiş yöneticilerin yalnızca yargı kararı ile görevden alınması gerektiğini savundu. Anayasal düzenlemelerin yerel yönetimlerin yetkilerini zayıflattığını ifade eden İmamoğlu, bu konuda tüm siyasi partilerle reform önerilerini paylaşacaklarını ve ortak bir metin oluşturarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunacaklarını bildirdi.

Toplumda huzur ve güvenin korunmasının önemine değinen İmamoğlu, kayyum tartışmalarının çatışma ortamı yaratmaması gerektiğini ifade ederek, tüm tarafların itidalli davranmasını istedi. İmamoğlu, "Demokratik haklar ve tepkiler, hukuka uygun şekilde dile getirilmelidir," dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Eylül 2024 Çarşamba

İsviçre’nin Bağımsızlık Günü’ne Özel Resepsiyon-Yılmaz Parlar

  İsviçre Bağımsızlık Günü Ankara’da Diplomatik Resepsiyonla Kutlandı

İsviçre’nin Bağımsızlık Günü’ne Özel Resepsiyon

 

10 Eylül 2024 Salı akşamı, İsviçre'nin Ankara Büyükelçiliği'nde, İsviçre'nin Bağımsızlık Günü vesilesiyle özel bir resepsiyon düzenlendi. Bu anlamlı etkinliğin ev sahipliğini, İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer üstlendi. Türkiye'deki diplomatik temsilciler, iş dünyası liderleri ve İsviçre vatandaşları etkinlikte bir araya geldi.



İsviçre-Türkiye İlişkilerinde Güçlü İşbirliği Mesajları
 

Büyükelçiliği'nde düzenlenen resepsiyon, İsviçre ve Türkiye arasındaki diplomatik ve ticari ilişkilerin önemine vurgu yaptı. Etkinliğe, İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay konuşmalarıyla damga vurdu.



Türkiye-İsviçre İlişkilerinin Ticari Boyutu
Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari ilişkiler de etkinlikte ön plana çıkan konular arasındaydı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, özellikle son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. 2023 yılında Türkiye ile İsviçre arasındaki ticaret hacmi 22 milyar doları aşmış ve bu rakam her iki ülkenin de ekonomik iş birliğini derinleştirme hedefini yansıtmaktadır.

Türk iş dünyası, İsviçre’nin yüksek teknolojiye dayalı üretim gücünden ve finansal hizmetlerdeki uzmanlığından yararlanırken, İsviçre de Türkiye'nin stratejik konumunu ve dinamik pazarını değerlendirerek yatırımlarını artırmaktadır.



İki Ülkenin Güçlenen İlişkileri
Resepsiyon boyunca Türkiye-İsviçre iş birliğinin geliştirilmesi gerektiği yönünde önemli mesajlar verildi. Büyükelçi Scheurer, iki ülke arasındaki karşılıklı yatırım ve ticari iş birliğinin daha da güçlenmesi için her türlü diplomatik desteği sunacaklarını ifade etti.

İsviçre’nin tarafsızlık ilkesi ve uluslararası alandaki etkisi, Türkiye gibi dinamik ve stratejik ülkelerle olan ilişkilerini de pozitif yönde etkilemeye devam ediyor.



İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer

Büyükelçi Guillaume Scheurer, törene İsviçre ve Türkiye milli marşlarının çalınmasıyla başlarken, İsviçre'nin Türkiye ile olan tarihi ve diplomatik bağlarının altını çizdi. Scheurer, Türkiye ve İsviçre’nin 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile başlayan işbirliğinin, iki ülkenin barış ve uzlaşma arayışındaki ortak çalışmalarına dayandığını belirtti. Scheurer, konuşmasında şunları vurguladı:

“İki ülke arasındaki işbirliği her geçen yıl daha da güçleniyor. 1923’ten bu yana barış ve uzlaşı temelinde sürdürülen ilişkilerimiz, bugün hem diplomatik hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Türkiye ile İsviçre arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu, ticari ilişkilerimizin büyüklüğünü gösteriyor.”



Büyükelçi Scheurer, İsviçre'nin Türkiye ile daha da derinleşen ekonomik ilişkilerinin özellikle teknoloji, AR-GE, inovasyon ve eğitim alanlarında yoğunlaştığını belirterek, İsviçre'nin Türkiye'deki yatırımlarının önemini vurguladı. Ayrıca, iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal bağların, özellikle İsviçre’deki Türk diasporasının katkılarıyla daha da güçlendiğini ifade etti.



Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay
Resepsiyonda söz alan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Türkiye ve İsviçre’nin ortak tarihine vurgu yaparak şunları kaydetti:

“İsviçre, Türk milletinin tarihinde çok özel bir yere sahip. 1923 yılında Lozan’da imzalanan antlaşma ile başlayan dostane ilişkilerimiz, bugün de güçlenerek devam ediyor. Gelecek yıl, bu önemli anlaşmanın 100. yılını kutlayacağız ve bu, iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliğini daha da ileriye taşıma fırsatı sunacak.”

Büyükelçi Bozay, iki ülkenin eğitimden ticarete, bilimden kültüre kadar geniş bir işbirliği yelpazesinde ilerlediğini belirterek, özellikle İsviçre’de yaşayan 180.000 kişilik Türk toplumunun iki ülke arasındaki ilişkilerin önemli bir bileşeni olduğunu ifade etti. İsviçre’nin Türkiye’deki yatırımlarının artmasının, iki ülke ekonomilerinin birbirini tamamladığını ve işbirliğinin derinleşmesi için büyük bir potansiyel sunduğunu vurguladı.

“İsviçre ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 22 milyar doları aşmıştır. Özellikle enerji, finans, makine, ilaç ve kimya endüstrilerinde faaliyet gösteren yaklaşık 1000 İsviçre şirketi Türkiye’de aktif rol alıyor,” diyen Bozay, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin sürdürülebilir bir temel üzerine inşa edildiğini belirtti.



Geleceğe Yönelik İşbirliği ve Ortaklık
Her iki konuşmacı da Türkiye-İsviçre ilişkilerinin gelecekte daha da gelişeceğine dair güçlü mesajlar verdi. Özellikle teknoloji ve inovasyon alanında yoğunlaşan işbirliği fırsatlarının yanı sıra, eğitim ve kültürel değişim programları sayesinde iki ülkenin birbirine daha da yakınlaşacağı ifade edildi.

İsviçre'nin Tarafsızlık İlkesi ve Barışa Katkısı
Etkinlikte konuşan Büyükelçi Scheurer, İsviçre’nin tarafsızlık politikasına dikkat çekerek, bu ilkenin ülkeye dünya sahnesinde önemli bir prestij kazandırdığını vurguladı. Tarafsızlığın, sadece diplomatik denge değil, aynı zamanda küresel barış ve istikrar için de bir teminat olduğuna dikkat çekti. İsviçre’nin, bu tarafsızlık sayesinde pek çok uluslararası örgüte ev sahipliği yaparak barış görüşmelerinde arabuluculuk rolü üstlendiğini belirtti.

İsviçre'nin tarafsızlık ilkesi, diplomatik krizlerde güvenilir bir aktör olarak öne çıkmasını sağlarken, savaşlara ve çatışmalara taraf olmadan uluslararası hukuk ve insan hakları gibi evrensel değerlere katkı sunmasıyla biliniyor. İsviçre'nin uzun yıllar bu politikayı sürdürebilmesi, sadece kendisi için değil, dünya genelinde istikrar ve barışın korunmasına önemli bir katkı sağlıyor.

İsviçre’nin Tarafsızlık Geleneği ve Küresel Barışa Katkısı
Büyükelçi Scheurer, konuşmasında İsviçre’nin yüzyıllardır koruduğu tarafsızlık politikasını vurguladı. İsviçre’nin uluslararası arenadaki tarafsız duruşu, ülkeler arasında arabuluculuk rolü üstlenmesini sağlamış ve dünya barışına önemli katkılar sunmuştur. Büyükelçi Scheurer, bu tarafsızlık sayesinde İsviçre’nin küresel ekonominin ve diplomasinin kilit aktörlerinden biri olmayı başardığını belirtti.



Tarafsızlığın Faydaları
İsviçre'nin tarafsızlığı, sadece diplomatik ilişkilerde değil, aynı zamanda ekonomik büyümede de büyük avantaj sağlamıştır. Ülke, güvenli ve istikrarlı bir ortam sunarak birçok uluslararası şirketin merkezi haline gelmiştir. İsviçre bankacılık sistemi, tarafsızlık politikası ile güvenilirliğini artırmış ve dünya çapında yatırımcıların tercih ettiği bir yer olmuştur. Tarafsızlık, İsviçre’ye küresel kriz dönemlerinde dahi güven duyulmasını sağlamış ve ülkenin ekonomik istikrarını korumasına yardımcı olmuştur.

Türkiye-İsviçre Ticaret Hacmi
Resepsiyon boyunca Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari ilişkiler de vurgulandı. 2023 yılı itibarıyla iki ülke arasındaki ticaret hacmi 22 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu ticaret, özellikle makine, kimya ve ilaç sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. İsviçre, Türkiye’nin en önemli Avrupa’daki ticaret ortaklarından biri olmaya devam ederken, Türk şirketleri de İsviçre pazarında daha fazla yer edinmeye başlamıştır.

İki Ülke Arasındaki İşbirliğinin Geleceği
Büyükelçi Scheurer, Türkiye ve İsviçre arasındaki güçlü ticari bağların, iki ülkenin karşılıklı çıkarları doğrultusunda genişlemeye devam edeceğini ifade etti. Türkiye’nin stratejik konumu ve genç nüfusu, İsviçreli yatırımcılar için cazip fırsatlar sunarken, İsviçre’nin yüksek teknoloji ve inovasyon konusundaki uzmanlığı da Türkiye için önemli bir avantaj oluşturmaktadır.

İsviçre'nin tarafsızlık politikası, uluslararası ilişkilerdeki barışçıl rolü ve güçlü ekonomik yapısı ile dünya sahnesinde ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari işbirliğinin derinleşmesi, iki ülke için de büyük fırsatlar sunarken, bu dostane ilişkilerin gelecekte de güçlenmesi bekleniyor.

yilmazparlar@yahoo.com

 

9 Haziran 2024 Pazar

Ümit Özdağ: Gençlerin Yeni Umudu ve İlham Kaynağı-Yılmaz Parlar

  

Gençlerin Gönlünde Taht Kuran Lider-Ümit Özdağ'ın Başarısının Sırrı

Son yıllarda Türkiye'nin siyasi sahnesinde parlayan isimlerden biri olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, özellikle gençler arasında büyük bir sevgi ve hayranlık uyandırıyor. Peki, Ümit Özdağ’ı gençler arasında bu denli popüler kılan ne?



Gençlere Yönelik Yaklaşımları

Ümit Özdağ, gençlerin sorunlarını yakından takip eden ve onlara yönelik politikalar üreten bir lider olarak öne çıkıyor. Eğitim, işsizlik ve gelecek kaygıları gibi gençlerin en çok zorlandığı konularda somut çözümler sunması, onun gençler tarafından sevilmesini sağlıyor. Özellikle sosyal medya üzerinden gençlerle doğrudan iletişim kurarak onların sesine kulak veriyor ve ihtiyaçlarına anında yanıt veriyor.

Cesur ve Net Tavırları

Gençler, dürüst ve cesur liderleri her zaman takdir ederler. Ümit Özdağ, siyasi arenada net ve kararlı duruşuyla tanınıyor. Ülke meselelerine dair korkusuzca görüş bildirmesi ve gerektiğinde eleştirilerini açıkça dile getirmesi, gençlerin ona olan güvenini pekiştiriyor. Özdağ’ın samimi ve açık sözlü tavırları, gençlerin ona duyduğu saygıyı arttırıyor.

Eğitimli ve Bilgili Bir Lider

Ümit Özdağ'ın akademik geçmişi ve bilgisi, gençler tarafından büyük bir hayranlıkla karşılanıyor. Üniversitede verdiği dersler, yazdığı kitaplar ve katıldığı tartışma programları sayesinde edindiği geniş bilgi birikimi, onu gençler için bir bilgi kaynağı ve örnek bir lider haline getiriyor. Gençler, Özdağ’ın entelektüel birikiminden faydalanarak kendilerini geliştirme fırsatı buluyorlar.

Gelecek Vaat Eden Bir Parti

Zafer Partisi'nin vizyonu ve programları, gençler için umut verici bir gelecek vaat ediyor. Partinin yeni ve yenilikçi politikaları, gençlerin geleceğe daha güvenle bakmasını sağlıyor. Ümit Özdağ’ın liderliğinde Zafer Partisi, gençlerin siyasi arenada kendilerini ifade edebileceği ve aktif rol alabileceği bir platform sunuyor.

Pozitif ve Enerjik İmajı

Ümit Özdağ’ın pozitif enerjisi ve gençlere verdiği değer, onu gençler arasında popüler kılıyor. Gençlerle buluşmalarında sergilediği sıcak ve samimi tavırlar, onun sadece bir siyasi lider değil, aynı zamanda gençlerin abisi gibi görülmesini sağlıyor. Özdağ’ın gençlerle kurduğu bu güçlü bağ, onun popülaritesini her geçen gün arttırıyor.

Ümit Özdağ, gençlerin sorunlarına duyarlı yaklaşımı, cesur tavırları, bilgisi ve pozitif enerjisi ile gençlerin gönlünde taht kurmuş durumda. Zafer Partisi lideri, gençlerin yeni umudu ve ilham kaynağı olarak siyasi arenada adını altın harflerle yazdırmaya devam ediyor. Gençlerin geleceğini aydınlatan bu lider, Türkiye’nin yarınları için umut vaat eden bir figür olarak parlıyor.

 yilmazparlar@yahoo.com

30 Temmuz 2023 Pazar

Ata Parti Yeniden Türk Devrimi -Yılmaz Parlar

 Ata Parti Yeniden Türk Devrimi 


İnançlı, yenilikci, yaratıcı, özgünlük samimiyet, cesaret karakterli, mükemmellik ve asaletin kesiştiği noktada etik olma gibi nitelikler gerçek liderliğin son derece önemli bileşenleridir. 

Bunlar gibi olumlu daha nice vasıflara sahip çağdaş lider Ata Parti Başkanı Namık Kemal Zeybek tasarladığı devrimleri hayata geçirmeye son derece kararlı.


En küçük inanç bile, faydalı sonuçların bir mekanizmasını harekete geçirir ki; Liderlik, kişinin dünya görüşüne sarsılmaz inancını, sarsılmaz özgüvenini ve daha iyiye doğru değişim yaratma yeteneğini içerir. Nasıl davranacağımızı belirleyen inançtır. Lider partinin aynasıdır.

Kurulmakta olan Ata Parti Başkanı Namık Kemal Zeybek ile “Ata Parti Yeniden Türk Devrimi Tasarlaması” hakkında söyleşi gerçekleştirdik.

Önecikle sorumuz Ata Parti oluyor?

Başkan Zeybek, Tasarımdaki ön yazı olan; “Ülkemizin içine sürüklendiği çıkmazdan kurtarılarak, Türklüğün binlerce yıllık geçmişindeki üstünlüklere ulaşması için; Atatürk’ümüzün ortaya koyduğu Türk Devrimini bilinçle benimseyen, çağın gereklerine göre yenileyerek, “Yeniden Türk Devrimi” tasarlaması ile yola çıkanların buluştuğu partidir.” Sözüyle devam ediyor.

“Türkiye ancak Atatürk dönemindeki bilinç düzeyine ulaşarak Çağdaş Uygarlığı Yakalayıp Aşabilir. Atatürk dönemi bilinç düzeyi ise Türklük Bilinci, Toplumcu Kalkınma ile Bilim Yoluna girerek gerçekleşir. İşte bizler, ATA’larımızın yükseliş yolunun bilgisiyle, Atatürk’ün izinin bilinciyle birleşen yurttaşlar olarak bir araya gelerek Ata Parti’yi kurduk.”  Misyon ve vizyonu belirliyor.

Atatürk yaptığı Türk Devrimi ile bu ülkeyi çağdaş bir toplum durumuna getirdi. 

Sınırsız Atatürk sevgisini yüreğinde taşıyan ve ondan aldığı ruhunun ilhamıyla O dönem Türkiye’sini yeniden yeniliklerle atağa kaldırmayı ve çok ileri seviye ileriye götürmeye kararlı… Ata Parti Başkanı Namık Kemal Zeybek, Atatürk Türkiye’sine vurgu yaparak;  “Atatürk dönemi Türkiye, Yeryüzünün saygın ülkelerinden birisi oldu. Atatürk’ün yolu da yöntemi de doğruydu. Kalkınmanın yöntemi Toplumcu Kalkınma uygulamalarıydı: Üretici Kamu yatırımlarına öncelik vermek, üretici özel girişimi desteklemek; tarımı, sanayiyi bu yolla geliştirmek… Bugün otomobil yapmayı konuşan Türkiye 1934’de uçak yapıyor; dışarıya da satıyordu.”

Ayrıca, “Atatürk, Balkanlardan, Kafkaslardan gelenlerle daha da güçlenen Türkiye yurttaşlarından çağdaş bir Ulus kurmayı başardı. Bu ulusun adına Türk Ulusu denildi.” Şeklinde açıklıyor Başkan Zeybek.

Toplumcu Kalkınma hakkında biraz açılımı sorunca;  

“Şimdiki yönetime gelinceye kadar Atatürk’ten sonra gelen yönetimler de Ata’nın yolundan giderek değerli çalışmalar yapmışlar; tarımda, sanayide, kalkınmada önemli kazanımlar ortaya koymuşlardır. Ancak! Ata’nın ölümünden sonra başlatılan uygulamalar arasında, okullarda okutulan yüksek Türklük bilinci vermeyi amaçlayan tarih ders kitabının, çağdaşlığı öğreten medeni bilgiler dersi kitabının eğitimden çıkarılması, özgün bir eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin kapatılması çok önemli yanlışlardır.” Devamı çok… 

Ata Partinin  Türk Ulusunu içinde bulunduğu karanlıktan kurtararak yeniden, Yeryüzünün en seçkin öncüsü, yol gösterici yapacak yolculuğu başlatdığını, Parti kurucuları olarak görevi üstlendiklerini, gerçek kurucuların  Atatürk bilincinde olan tüm aydınların, yurttaşların olduğunu, yollarına, Ulusa  inandıklarını, güvendiklerini, çalışacaklarını, başaracaklarını söyledi

Ne Mutlu Türküm Diyene

Ata Parti Yeniden Türk Devrimi

Devrime tekrar dönüyoruz. Başkan Zeybek Maddeleri sıralıyor;

Yeniden Çağdaş Devlet Devrimi 

Yeniden Çağdaş Eğitim Devrimi 

İleri Demokrasi Devrimi 

Yeniden Toplumcu Kalkınma Devrimi 

Bilgi Toplumu Devrimi 


Açılımlarını istediğimizde Başkan Zeybek Özetle verdiği bilgiler;

Türk Devletler Birliğini kuracağız

Yeniden Çağdaş Devlet Devriminde Türk Devletler Birliği Kurulacağını söyleyen Başkan Zeybek.

“Dış ilişkilerde akıl ile bilimin, ülkemizin çıkarlarının dışına çıkılmayacaktır. Türkiye iç ya da dış işlerinde başka ülkelere bağımlı olamaz. Batı ile Doğu arasında savrulan bir ülke görüntüsü Atatürk Türkiye’sine aykırı bir durumdur. Türkiye gecikmeden konsey, keneş, teşkilat gibi sözleri bir yana bırakıp, Türk Devletler Birliği’ni kurmalıdır. 

Türk Devletler Birliğini kuracağız. Bu Birlik yeryüzündeki Türklerin ezilmelerini önleyecek; Türklüğün yüksek insanlık değerlerini yaygınlaştırarak; Uluslara örnek olacaktır. Ayrıca Türk Devletler Birliği içinde oluşacak ortak alan bütün Türk Topluluklarının da ekin (kültür), ekonomi alanlarında da gelişmelerine katkı sağlayacaktır. Komşu ülkelerle sıkı işbirliği yapılacaktır. Yeryüzündeki bütün ülkelerle Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” ilkesi ışığında ilişkiler kurulacaktır. 

Çağdaş Yönetim Devrimi

Ülkemizin yönetim dokusunun en yüksek görevlilerden başlayarak, en alt görevlilere dek “Çağdaş Yönetim Teknikleri“ konularında eğitilmeleriyle başlayacağız. Devlet Yönetiminin yeniden düzenlenmesiyle Çağdaş Yönetim Tekniklerine göre çalışan bir yönetim dokusu oluşturacağız. Böylece daha verimli, daha üretken çağdaş devlet yapısı ortaya çıkacaktır

Kamu Yatırımları Yeniden Başlayacaktır

Global Kapitalizmin dayatmaları sonucunda Yeni Liberalizm görüşünün baskısı altında kamunun üretim yatırımları durdurulmuş, Cumhuriyetin üretim birimleri acımasızca satılmıştır. BİZ özel girişimi desteklemekle birlikte, Devletin de yeniden fabrikalar yapmasını sağlayacağız. Böylece öz kaynağa dayalı kalkınma hız kazanırken işsizlik de en aza inecektir. BİZ gerek kamu yatırımlarında, gerekse özel girişimlerde en ileri düzeyde teknoloji ağırlıklı yatırımlara önem vereceğiz. Türkiye bilgi çağının öncü ülkeleri arasına girmek gücüne ulaşacaktır. 

Yeniden Tarım Devrimi Yapılacaktır

Tarım devrimini başlatan Türk Ulusunun bugün tarımda içine sürüklendiği durum yürekler acısıdır. Bu duruma son verilecektir. Tarımda yerli tohumculuk diriltilecek, ülkemiz doğal ürünler üreten, tüketen dışarıya da satan bir duruma getirilecektir. Tarımdan kaçış geriye çevrilecek, tarıma bütün yanlarıyla destek verilecek, yönlendirme, özendirme çalışmaları yapılacaktır

Yabancı Yatırımcılar Özendirilecektir 

Üretici etkinlik için ülkemize gelecek olan yabancı yatırım özendirilecektir. Ülkemizin tarih ile doğa olanaklarının turizm alanında daha yüksek boyutlarda değerlendirilmesi sağlanacaktır.

Ata Parti Yeniden Türk Devrimi Tasarlamasının takriben 25 sayfaya yakın olduğu halde ancak sorabildiklerimizin özetini vermiş olduğumuzu yineliyelim.

İnançlı, kararlı bu uygulamaların Türkiye’yi layık olduğu seviyeye çıkaracağından emin olarak noktalıyalım.

yilmazparlar@yahoo.com 

Ümit Özdağ’dan "Öcalan Komisyonu"na Sorular-Yılmaz Parlar

     “ Milli Devlet Tasfiye mi Ediliyor?” Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ , sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) ...